Çanakkale’de 109 yıl sonra kayıp ‘Halileli Batarya Şehitliği’nin yeri belirlendi.
Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Karataş, askeri ve resmi evrakları inceleyerek 109 yıl sonra kayıp ‘Halileli Batarya Şehitliği’nin yerini tespit etti. Prof. Dr. Karataş, “Böylece yeni bir şehitlik alanımız tarihsel verilerle ortaya çıkmış oldu.
Buranın tescil edilmesi için gerekli bilimsel çalışmaların yapılması gerekiyor. Burası, tarihsel verilerle ve 1915 yılına ait askeri ve resmî kaynaklarla tespiti yapılmış, konumlandırılmış bir şehitlik halinde duruyor” dedi.
Dünyanın en kanlı savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşları’nın üzerinden 109 yıl geçmesine rağmen savaşa ait izler, gün yüzüne çıkıyor. ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Karataş yaptığı çalışma sonucunda, Çanakkale’nin Anadolu yakasında 1915 yılında var olduğu anlaşılan; ancak günümüze ulaşmamış olan, Halileli Batarya Şehitliği’nin yerinin tespitini yaptı.
Prof. Dr. Karataş, 1915 yılında Çakaltepe-İntepe Mıntıkası içerisindeki birliklerde görev yaparken şehit olanlarla ilgili yapılan çalışma sırasında 3-4 Nisan 1915 tarihinde hazırlanan askeri bir krokide ‘Batarya Şehid Mezarı’ ifadesine rastladı.
‘YERLERİ BELLİ OLAN ŞEHİTLİKLERİMİZİN KAYBOLDUĞUNU GÖRÜYORUZ’
Çanakkale Savaşları ile ilgili şehitlik çalışmalarının 100 yıla yayılan bir süreçte devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Murat Karataş, “Yeni şehitlik tespitleri konusunda son 20 yılda ciddi bir artış var. Aslında bunun temel nedeni, 2000’li yılların başında ortaya çıkan Şevki Paşa Haritası. Bu harita askeri bir harita olarak ortaya çıktıktan sonra 1916 yılına ait üzerindeki şehitlik işaretlerinden hareketle, gerek Milli Parklar gerekse Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından bu şehit noktaları tespit edildi, restore edildi, yeniden yapıldı, yapılandırıldı. 1915 yılında Çanakkale Savaşları’nın hemen sonrasında burada çeşitli şehitlikler yapıyoruz.
Kireçtepe Şehitliği ya da Arıburnu’ndaki Türk Şehitliği 1915’te yapılanlardan bazıları. Ancak yapılamayanların da etrafının korunduğunu anlıyoruz. Fakat 1918’de Osmanlı Devleti savaştan mağlup çıktıktan sonra Çanakkale’de 1922’ye kadar süren İngiliz ve Fransız işgalinin olduğu bir dönem var. Bu süreçte de 1915 yılında yerleri belli olan şehitliklerimizin tahrip edildiğini, kaybolduğunu görüyoruz. Ancak askeri arşivde, harp cerideleri ve askeri tutanaklarda günlük yazışmaların içerisinde çeşitli bilgiler paylaşılıyor.
Bu Osmanlıca metinlerin içerisinde şehit defnine dair veriler var, bunlar yazılı veriler yani koordinatı belli olmayan şehitlik yapıldığına dair veriler. Fakat nadir de olsa bu harp tutanaklarının içerisinde çeşitli krokiler çıkıyor. Bu krokilerde işaretlenmiş, tanımlanmış şehitlik alanlarına rastlayabiliyoruz. Halileli Batarya Şehitliği’ de bunlardan biri” dedi.
‘ŞEHİTLİK ALANIMIZ TARİHSEL VERİLERLE ORTAYA ÇIKMIŞ OLDU’
Çanakkale Savaşları’nın büyük oranda Gelibolu Yarımadası’nda cereyan ettiğini belirten Prof. Dr. Murat Karataş, “Çanakkale Cephesi’nde sıcak muharebe alanın dışında kalan yerlerde de çeşitli çatışmalar oldu. Kumkale Muharebesi’nden sonra Anadolu yakasında, ikinci bir şehitlik alanı tespit etmiş olduk. Bu topçu batarya şehitliğine, denizden yapılan saldırı sonucunda şehit olan erlerimiz defnedilmiş. Bunların hepsi, askeri arşivde isimleri kayıtlı, künyeleri belli şehitlerimiz. Bu çalışma sırasında rastladığımız askeri kroki, Anadolu yakasında İntepe, Kumkale ve Halileli bölgesini gösteren bir kroki. Krokinin bir bölgesine Türk bayrağı çizilmiş ve kırmızı renkle boyanmış. Türk bayrağının altına da Osmanlıca olarak ‘Batarya şehit mezarı’ ifadesi kullanılmış. Burası, 1915 yılında Halileli köyüne yakın bir konumda. Bunun üzerine çalışmalara başladım” açıklamalarında bulundu.
Yeni şehitlik alanının tarihsel verilerle ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Karataş, “Çünkü bu belgenin tarihi, krokinin çizilme tarihi 1915’in Mart ayına denk geliyor. Yani bu ne demek? Aslında kara muharebeleri olmadan önce şehit olan topçuların peşine düşmem lazımdı. Onların peşine düştüm. Yapılan çalışma sonucunda 4 Mart 1915 tarihli bir donanma ateşi saldırısında şehit olan askerlerimizin defnedildiği bir bölge olduğunu belirledim. Bu batarya şehitliğinin de Çanakkale Savaşları sonuna kadar burada olduğunu daha sonra yok olduğunu anlıyoruz. Böylece yeni bir şehitlik alanımız daha tarihsel verilerle ortaya çıkmış oldu. Ancak bundan sonra ne yapılması lazım? Bunun arazide izi var mı yok mu? Belki bir jeoradar belki bir sondaj kazısı yapılması gerekir, tescili netleştirebilmek adına. Fakat biz şunu kesinlikle söyleyebiliyoruz, 1915 yılında çizilen resmi krokiye Türk bayrağının direği konumlandırılarak krokide koordinatlandırma sağlanmış. Bu haliyle bir batarya şehitliğini biz burada görüyoruz. Bu da 12’lik Halileli Batarya Şehitliği” dedi.
Prof. Dr. Karataş sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu tarz, Osmanlı askeri arşivler, krokiler üzerindeki tespitlerde aslında önemli bir askeri terminoloji de var. Bu nedenle her görülen işaretin şehit mezarlığı olduğuna dair hükmederken terim ve terminoloji açısından dikkat etmek gerekiyor. Örneğin ‘meşhed’ kelimesi anıt anlamına geldiği gibi muharebe edilen bir birlik açısından ‘muharebe edilen yer’ anlamına da gelir. Örneğin, bir birliğin meşhedi dediğimizde bizim bundan muharebe alanı demek olduğunu anlamamız lazım. Askeri krokilerde şehitliklerin tam olarak ifade edilmesi lazım. Bunlar ifade edilmezse varsayım üzerinden yapılan çalışmalar boşa çıkar.”
DHA