Tarih öncesi çağlardan başlayarak her dönemde kesintisiz bir şekilde yerleşik yaşamın görüldüğü bir merkezdir Efes.
Antik Çağ’ın Anadolu başkenti Efes son derece görkemli bir metropolis. Eşsiz mimari eserleri binlerce yıldır ve hala ayakta olan bu mega antik şehir, Dünya Miras Listesi’ne girmiştir. Anadolu’nun ana tanrıça (Kybele) geleneğine dayalı, antik dünyanın yedi harikasından Artemis Tapınağı’nın da Efes’te olması kentin önemini artırmıştır. Efes Örenyeri’nde başta Helenistik ve Roma olmak üzere; farklı uygarlıklara ait üst düzey kentleşme, mimarlık ve din tarihinin simgeleri bulunmaktadır.
Efes Antik Kenti Tarihi
Efes ören yerinde, Hadrianus Tapınağı girişindeki frizde Efes’in 3 bin yıllık kuruluş efsanesi şu cümlelerle yer almaktadır:
Atina kralı Kodros’un cesur oğlu Androklos, Ege’nin karşı yakasını keşfetmek ister. Önce, Delfi kentindeki Apollon Tapınağı’nın kahinlerine danışır. Kahinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kuracağını söyler. Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken Ege’nin lacivert sularına yelken açar… Kaystros (Küçük Menderes) Nehri’nin ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verirler. Ateş yakarak tuttukları balıkları pişirirlerken çalıların arasından çıkan bir yaban domuzu, balığı kaparak kaçar. İşte kehanet gerçekleşmiştir. Burada bir kent kurmaya karar verirler.
Efes’in bilinen tarihi günümüzden 8 bin yıl öncesine dayanmaktadır. Kazılarda bulunan taş ve bronz baltalar, iğneler, açkılı seramik parçaları, ağırşaklar, obsidyen (volkanik cam) ve sileks (çakmak taşı), deniz kabukluları, öğütme ve perdah aletleri Neolitik döneme tarihlendirilmiştir.
Efes yakınlarında bulunan höyüklerden elde edilen bu malzemeler kentin tarihi hakkında detaylı bilgi vermektedir. Bir liman kenti olan Efes M.Ö. 6.yy’da yani Antik Yunan döneminde günümüzde sadece bir sütunu ayakta olan Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır.
Efes’in şu an gezilen kısmındaki alanlar ise M.Ö. 4.yy’a tarihlenmektedir. M.Ö. 300 yılında Lysimahkos tarafından yeniden kurulan kent, Miletli Hippodamos’un bulduğu ‘Izgara Plan’a göre inşa edilmiştir. Bu plana göre, kentteki bütün cadde ve sokaklar birbirini dik olarak keser. Helenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, Asya Eyaleti’nin başkenti olmuş ve nüfusu o dönem 200.000 kişiyi aşmıştır. İmparatorun Augustus olduğu dönemde, her yer mermerden yapılmış anıtsal yapılarla donatılır.
4.yy’da limanın dolması ile Efes’te ticaret gerilemiştir. Hadrianus’un limanı temizletme çabaları yeterli olmamış ve Efes denizden uzaklaşmıştır. 7. yüzyılda Araplar bu kıyılara saldırmışlardır. Bizans döneminde tekrar yer değiştiren ve ilk kez kurulduğu Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi’ne gelen Efes, 14.yy’da Türkler tarafından alınmıştır. 16.yy’dan itibaren ise giderek küçülmeye başlamıştır.
Efes Antik Kenti’nin Hikayesi
Yaklaşık 8 bin yıllık geçmişe sahip olan bu kentten birçok dönem ve kültür geçti. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç çağları ve Hititler’e ait yerleşimler saptandı. Hititler Dönemi’nde kentin adı Apasas idi. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşındı.
Önemli bir liman kenti olan Efes, Doğu ile Batı arasında bir kapı görevi görmekteydi. Bu konumu Efes’in çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma döneminde Asia eyaletinin başkenti olmasını sağladı. Efes’in bu kadar önemli bir yer olmasının sebepleri bununla sınırlı değildi. Anadolu’nun ana tanrıça (Kybele) geleneğine dayalı Artemis kültünün en büyük tapınağı da Efes’te yer almaktaydı. Efes’teki Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir.
Anadolu’nun batı kıyısında, bugünkü Selçuk ilçesinin 3 km uzağında bulunan Efes önce önemli bir Yunan kenti, daha sonra da önemli bir Roma kenti oldu. Klasik Yunan döneminde İonia’nın on iki şehrinden biriydi. Bugün gezilen Efes Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kuruldu. Helenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti.
Efes, Bizans Çağında tekrar yer değiştirdi ve ilk kez kurulduğu Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi’nde konumlandı. 1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğulları’nın merkezi olan Ayasuluk çevresince daralmaya başladı. 1923 yılında Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Selçuk adını aldı ve bugün turistik bir yer haline geldi.
Efes’teki Önemli Alanlar Nelerdir?
Celcus Kütüphanesi sağlamlığı ve görkemiyle Efes’in sembollerinden biridir. Adını M.S. 2.yy’da burada valilik yapmış olan Roma konsülünden almıştır. Kütüphane ile ilgili bilgilerin çoğu kütüphanedeki yazıtlardan alınmıştır. Ön taraftan iki, arka taraftan ise üç katlı olan bu kütüphanenin zamanında 14 bin kitaba ev sahipliği yaptığı belirtilmiştir. Çok zengin mimari süslemeli bir ön yüze sahip olan Celsus Kütüphanesi 21 metre genişliğinde ve 17 metre yüksekliğindedir.
Yamaç Evler Romalılar tarafından yaşam alanına dönüştürülmeden önce Helenistik dönemde mezarlıktı. İlk inşa tarihi MS 1. yüzyıl olarak belirlenen evler, daha sonraki yıllarda çeşitli ilave değişikliklerle şehir terk edilene kadar kullanılmıştır. Antik dönemde Efes’in ileri gelenlerinin burada yaşadığı bilinmektedir. Bu evlerden çıkarılanlar ise oldukça ilgi çekicidir. İmparator, imparatoriçe, filozof büstleri; bronz, mermer, pişmiş toprak, fildişi ve camdan yapılmış dekoratif amaçlı çok sayıda eser ile takılar, oyuncaklar, tıp ve kozmetik aletleri, kullanım kapları, parfüm şişeleri, değişik malzemelerden yapılmış kandiller ortaya çıkanlar arasındadır.
Efes Antik Tiyatrosu günümüzde sanat tarihi açısından dünya çapında en önemli yapılardan birisi olarak kabul edilmektedir. Panayır dağı eteklerinde yer alan tiyatronun kapasitesi 25 bin kişidir. Toplam 3 katlıdır. Her bir katı farklı dönemlerde, kentin zenginliği ve ihtişamıyla paralel olarak eklenmiştir. Günümüzde yakın zamana kadar dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yapmış Efes Antik Tiyatrosu akustiği, sanatsal yapısı ve tarihi dokusu ile büyük bir haz sunmaktadır.
Efes’teki Yapılar Nelerdir?
Efes ve çevresinde görülmesi gereken, zamanın nasıl şekillendiği ile ilgili şeyleri anlamımıza yardımcı olan birçok yapı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları: Magnesia Kapısı, Doğu Gymnasionu ve Devlet Agorası Hamamları, Yukarı Agora (Devlet Agorası) ve Bazilika, Odeon, Prytaneion – Prytaneion (Belediye Sarayı), Domitianus Tapınağı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Herakles Kapısı, Kuretler Caddesi, Skolastika Hamamları, Latrina, Traian Çeşmesi, Yamaç Evler, Varius Hamamları, Hadrianus Tapınağı (Hadrian Tapınağı), Umumi Tuvalet (Latrina), Aşk Evi, Alytarkhus Stoası, Oktagon, Heroon, Mermer Cadde, Celcus Kütüphanesi, Mazeus, Mithridates Kapısı, Tetragonos Agora (Ticaret Agorası), Mermer Cadde, Büyük Tiyatro, Liman Caddesi (Arcadiane)(Arkadiane Caddesi), Tiyatro Gymnasionu, Liman Hamamı (Liman Gymnasiumu ve Hamamları), Meryem Kilisesi, Çifte Kiliseleri (Konsül Kilisesi), Saray Yapısı, Stadyum Caddesi (Stadyum ve Gymnasium), Artemis Tapınağı, Vedius Gymnasiumu, Yedi Uyuyanlar, St. Jean Kilisesi, İsa Bey Camii, Ayasuluk Kalesi, Yuhanna Kalesi’dir.
Sanatperver